Efendim bizim mutfaktan alınan
son duyumlara göre “çikolata yapmak” mutluluk hormonu salgılatıyormuş :) Evet evet doğru
duydunuz, YEMEK değil YAPMAK! Siz yemek diye biliyordunuz değil mi? Ne yalan söyleyeyim
ben de öyle biliyordum :) Çikolata yedikçe mutluluk hormonu olan serotonin artıyor ve insanlar böyle “bir
şeker, bir tatlı, bir yumoş yumoş” bir hal alıyor diye biliyordum ve hatta sırf
bu beyanatın arkasına gizlenip çikolata yemenin hiç de suçluluk duyulacak
birşey olmadığını düşünmeye zorluyordum kendimi ama olmuyordu. Yani bir
taraftan mutlu oluyordum belki ama sonrasında hep bir suçluluk, hep bir
pişmanlık :)
Neden mi? Yemekten zevk aldığınız
herhangi bir çikolata paketinin arkasını çevirin ve içindekiler kısmına bakın.
Cevap orada yazıyor. Ne olduğunu bilmediğiniz kelimeleri de birazcık araştırırsanız çözebilirsiniz. “Oooo
ona ayıracak vaktim mi var benim?” diyorsunuz belki. Belki de hiç
sorgulamıyorsunuz bile. “Market raflarını süslüyorsa tabi ki yiyelim diye
süslüyor öyle değil mi” deyip çok da enterese olmuyorsunuz konunun arka
planıyla hatta. Endişe etmeyin bir zamanlar ben de öyleydim. Ama sonra
aydınlandım :) Paketlerin üzerine “Kaç kaloriymiş acaba?” diye bakmak yerine “ İçeriğinde ne
var acaba?” diye bakmaya başladım. Ve baktıkça da, “mutluluk hormonu”nu bastıracak oranda bir “suçluluk hormonu” salgılanmaya başladı ben de.
Kolları sıvayıp konunun üzerine
biraz eğilince ve “ne
yersek oyuz” a inanınca bulunduğunuz konum birden evriliyor. Siz eski siz
olamıyorsunuz artık. (Buna hazırsanız girişin bu işe yani :) ) Böyle olunca da işler
bir taraftan çok kolaylaşıyor bir taraftan ise oldukça çetrefilli bir hal
alıyor. Kolaylaşması şu şekilde: Artık hazır paketli ürün tüketmemeye elinizden
geldiğince gayret ediyorsunuz. Sağlıklı alternatiflerini oluşturabilmek adına da
araştırmalar yapıyor, bu alternatiflere ulaşabilmek için kimi zaman emek, kimi
zaman vakit, kimi zaman her ikisini de bolca harcıyorsunuz. Ama benim için işin
zor olan kısmı bu değil. Aksine işin keyifli olan kısmı bu! Zor olanı ise artık
sağlıklı olana ulaşabilmek ihtimalinin her geçen gün azalıyor olduğunu görmek,
duymak ve bilmek. İşte hem zor hem de üzücü olan kısım bu!
Piyasa nasıl işliyor peki? Arz talep
ilişkisiyle değil mi? Ne kadar çok talep varsa o kadar çok o ürüne ulaşabilme
şansımız var. Günümüz tablosuna baktığım zaman gördüğüm görüntü bu yüzden
endişendiriyor işte beni. “Sağlıksız ama pratik”, “sağlıksız ama lezzetli”
olanı o kadar çok talep ediyoruz demek
ki, ki gözlerimizi alamıyoruz raflarda bu ürünlerin onlarca çeşidinden. Ama ben şuna
inanıyorum. Zaman ilerledikçe insanlar vakitlerinin değil sağlıklarının daha
önemli olduğunu keşfedecekler ve bu anlamda tercih kullanmaya başlayacaklar.
Umarım çok uzun değildir bugünleri görebilmek ve umarım bunu keşfetmek bir
şeyleri kaybettikten sonra olmaz ben örneğinde olduğu gibi!
Ha bir de nolur “Nereye kadar
koruyabileceğiz kendimizi/çocuğumuzu? Sadece yediklerimiz mi? O kadar çok şey
var ki sağlığımızı tehdit eden!” deyip kendimizce teselli aramayalım.
Evet maalesef! çok şey var sağlığımızı tehdit eden ve maalesef! ne kadarından
ne ölçüde koruyabilirsek kendimizi o kadar şanslı olduğumuzu ilerleyen
dönemlerde göreceğiz. O yüzden bahaneler üretmeyelim ve elimizden geldiği
kadarını yapmaya çalışalım en azından. Bu bile o kadar çok şey değiştirir ki
hayal bile edemeyiz.
Neyse konu uzadı gitti. Aslında
bu yazının amacı “Hadi gelin birlikte SAĞLIKLI, DOĞAL çikolatamızı yapalım!”
dı. Hala da öyle. Eeee o zaman: Hadi gelin :)
Üstelik o kadar basit ki. Bir
kere malzeme tedariği yaptıktan sonra, markete gidip çikolata almaktan daha az
vakit harcayacağınızı garanti ederim :)
"EN DOĞALINDAN MUTLU ÇİKOLATA" :)
MALZEMELER
-1.5 yemek kaşığı kadar raw kakao
(Yani ham işlenmemiş %100 kakao)
-50 ml kakao yağı (Aktarlardan
temin edilebilir.)
-1 adet vanilya çubuğu (Çekirdeklerinin
yarısı bu miktar için yeterli oluyor. Ben 2 kalıp yaptım 1 adet vanilya
çubuğuyla)
-2 yemek kaşığı kadar da agave
şurubu (Başka bir doğal tatlandırıcı da olabilir tabi)
Öncelikle yaklaşık 40 derecede
sıvı forma dönüşebilen kakao yağı benmari usulü eritilir. (Malzemelerin olduğu fotoğrafta gördüğünüz yağın erimiş şeklidir yani normalde katı formdadır) Eriyen yağa kakao
ilave edilip homojen olana kadar karıştırılır. Arkasından vanilya ve agave
şurubu da eklenerek tekrar karıştırılır ve yaklaşık 1 adet kalıp için gerekli
ölçüde çikolata elde edilmiş olur.
Ben bu tarifi bademli yaptım.
Yani kalıbın alt kısmına yarıya kadar çikolata döktükten sonra buzdolabında bir
süre (yaklaşık 5 dakika) beklettim. Kakao yağı hemen katılaştı. Arasına çiğ badem ekleyip, üzerine kalan
çikolatayı döküp yeniden dolaba koydum. İstediğiniz sertliğe ulaşınca kalıptan
çıkarıp yiyebilirsiniz. Lezzet olarak harika oldu bu çikolata.
Bir diğer versiyonu da hindistan
cevizi yağı ile yaptım meraktan ve kıyaslayabilmek adına. Çünkü tariflerde bu
şekilde de geçiyordu. Bu versiyonun içine hindistan cevizi rendesi eklemek
istedim badem yerine. Yalnız hindistan cevizi yağı kakao yağı kadar çabuk
donmadı buzdolabında ve ben de derin dondurucuya koydum. O şekilde yarısı
donduktan sonra üzerine hindistan cevizi rendesi ekleyerek yeniden kalan
çikolatayı döküp derin dondurucuya kaldırdım. Dondurucuya koymadan önce tattığımda şeker oranının az olduğunu gördüğümden bir miktar daha agave eklemiştim bu versiyona fakat donduktan sonra eklediğim agave kendini gösterdi ve haddinden fazla şekerli oldu. Yani aslında tariftekinden fazla tatlandırıcıya gerek olmuyor muhtemelen! Yapım pratikliği derseniz de kesinlikle kakao yağını hindistan cevizi yağına yeğlerim.
Bence bu çok pratik ve lezzetli
tarifleri siz de muhakkak denemelisiniz. Pişman olmayacağınızın ve aksine hem KENDİNİZ
YAPTIĞINIZ hem de YEDİĞİNİZ için serotoninin doruklarına çıkacağınızın da
garantisini veririm :)
Afiyetler olsun!!! Bal da
olabilir belki ama şeker olmasın :)
Sağlıkla ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder