28 Haziran 2017 Çarşamba

KENDİME ÖDÜL



Ne mi? Yazmak tabi. Bunun için zaman ayırabilmek. Birikmiş olan anıları kelimelerle vücuda bürümek. Berbat hafızamın tozlu oyununa kurban etmemeye çalışmak. 

Neden yazar insan peki? Neden paylaşır mesela?

Ben kendimi mutlu etmek için yazıyorum. Güzel anlar kayıt altına alınınca hafızadan silinmeyen anılara dönüşüyor diye de paylaşıyorum. Yazmazsam birikip beni uyutmuyorlar zaten ve paylaşmazsam da yakamdan düşmüyorlar paylaşana kadar. Ne yapayım el mecbur J

Ne yazıyorum peki?

Ben;  “bence” önemli olduğunu, “bana” iyi hissettirdiğini, “bana” bir noktadan dokunduğunu düşündüğüm şeyleri yazıyor/paylaşıyorum. Bunlar birilerine bir noktadan dokunabiliyorsa da mutluluğum katlanarak çoğalıyor.

Buradaki önemli kelime/vurgu: “BEN”ce! Ama içinde ben geçiyor, bir de bunu büyük harfle yazdım diye söylenildiği gibi “narsist bir yanı olduğunu kabul etmeli miyim paylaşmanın?” “SİZ”ce?

Kendimle hiç yan yana koyamadığım bu kelime farkında olmadan kuşatmış olabilir mi beni de acaba?  

Biraz düşüneyim diyorum.

Paylaşımlarını çok beğendiğim, zevkle takip ettiğim hesaplara bir göz atıyorum sonra ve onlar hakkında ne hissettiğimi sorguluyorum. Beni iyi hissettirdiklerini keşfediyorum ve onları narsist olmakla suçlamadığımı. Hatta onlara ilham perilerim diye isim taktığımı J Ne tuhaf değil mi benim ilham perilerimin başkalarınca narsist olarak isimlendirilmeleri?

Nasıl oluyor da böyle oluyor peki? 

Bakmak, baktığımız nokta ve hatta durduğumuz nokta. Durduğumuz noktadan baktığımızda gördüklerimiz...

Kendimizde eksik kalan kısımlar ve bir türlü dolduramadıklarımız.

Empati yapamama yeteneğimiz.

Hep olumsuzu görme konusundaki becerimiz.

Ve insanların mutluluğuna ortak olamayacak kadar ortaklıktan ağzı yanmışlığımız.

Çeşit çeşit işte. Tıpkı bizler gibi.


Siz hiç tanışmadığınız ama kendinize çok yakın hissettiğiniz insanlarla karşılaştınız mı mesela? Ben karşılaştım, hatta sanal olarak tanıştım. Onlar bana dokundu ben de onlara. İyi hissettim ve de. Keşke etrafımda bu insanlardan bolca olsa dedim sonra. Sanaldılar ama çok gerçek geldiler bana. Pardon düzeltiyorum, gerçek değil; bana uzaktan dokunabilecek kadar gerçeküstüydüler onlar. Bu yüzden sevdim onları. Sevdiğim için kötü düşünemedim haklarında. Ve kötü kelimeler atfedemedim sözlüğümü taratıp. Sadece sevdiğimi bildim. Ve bu bana yetti. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder