Ne mi? Yazmak tabi. Bunun için
zaman ayırabilmek. Birikmiş olan anıları kelimelerle vücuda bürümek. Berbat hafızamın
tozlu oyununa kurban etmemeye çalışmak.
Neden yazar insan peki? Neden
paylaşır mesela?
Ben kendimi mutlu etmek
için yazıyorum. Güzel anlar kayıt altına alınınca hafızadan silinmeyen anılara
dönüşüyor diye de paylaşıyorum. Yazmazsam birikip beni uyutmuyorlar zaten ve
paylaşmazsam da yakamdan düşmüyorlar paylaşana kadar. Ne yapayım el mecbur J
Ne yazıyorum peki?
Ben; “bence” önemli olduğunu, “bana” iyi
hissettirdiğini, “bana” bir noktadan dokunduğunu düşündüğüm şeyleri yazıyor/paylaşıyorum.
Bunlar birilerine bir noktadan dokunabiliyorsa da mutluluğum katlanarak
çoğalıyor.
Buradaki önemli kelime/vurgu: “BEN”ce!
Ama içinde ben geçiyor, bir de bunu büyük harfle yazdım diye söylenildiği gibi “narsist
bir yanı olduğunu kabul etmeli miyim paylaşmanın?” “SİZ”ce?
Kendimle hiç yan yana koyamadığım
bu kelime farkında olmadan kuşatmış olabilir mi beni de acaba?
Biraz düşüneyim diyorum.
Paylaşımlarını çok beğendiğim,
zevkle takip ettiğim hesaplara bir göz atıyorum sonra ve onlar hakkında ne
hissettiğimi sorguluyorum. Beni iyi hissettirdiklerini keşfediyorum ve onları
narsist olmakla suçlamadığımı. Hatta onlara ilham perilerim diye isim taktığımı
J Ne tuhaf değil mi
benim ilham perilerimin başkalarınca narsist olarak isimlendirilmeleri?
Nasıl oluyor da böyle oluyor
peki?
Bakmak, baktığımız nokta ve hatta
durduğumuz nokta. Durduğumuz noktadan baktığımızda gördüklerimiz...
Kendimizde eksik kalan kısımlar
ve bir türlü dolduramadıklarımız.
Empati yapamama yeteneğimiz.
Hep olumsuzu görme konusundaki
becerimiz.
Ve insanların mutluluğuna ortak
olamayacak kadar ortaklıktan ağzı yanmışlığımız.
Çeşit çeşit işte. Tıpkı bizler
gibi.
Siz hiç tanışmadığınız ama
kendinize çok yakın hissettiğiniz insanlarla karşılaştınız mı mesela? Ben karşılaştım,
hatta sanal olarak tanıştım. Onlar bana dokundu ben de onlara. İyi hissettim ve
de. Keşke etrafımda bu insanlardan bolca olsa dedim sonra. Sanaldılar ama çok
gerçek geldiler bana. Pardon düzeltiyorum, gerçek değil; bana uzaktan
dokunabilecek kadar gerçeküstüydüler onlar. Bu yüzden sevdim onları. Sevdiğim
için kötü düşünemedim haklarında. Ve kötü kelimeler atfedemedim sözlüğümü
taratıp. Sadece sevdiğimi bildim. Ve bu bana yetti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder