Doğduğum gün: Ne kutlu, ne özel
bir gün. Bu hayata ilk merhaba deyişim, nefes alıp vermeye başlayışım,
yaşayacaklarımdan habersiz annemle babamın dünyalarına misafir oluşum... Bundan
tam 36 sene önce. Her sene kutlanan, unutulmayan ve hatta kanıksanan “iyi ki
gelmişim ben bu dünyaya” seremonisi. Bugüne kadar anlamını çok da
sorgulamadığım bir ritüel. Hafızamda yer eden ise: 18 yaşıma kadar hızla
büyümek istediğim, 18’e bastıktan sonra akışına bıraktığım, 30’umdan sonra ise
zamanı durdurmak isteyişim.
Evet sanırım en güzel senelerini
yaşıyorum ömrümün çünkü. Kendimi keşfettiğim, hayatı anlamlandırdığım, bu
hayattan, kendimden, etrafımdan beklentilerimi çıplak gözle en net görebildiğim
yaşlarım 30lar. Yüreğime yeni bir aşkın da düştüğü, dünyama giren benim cam
parçam Özüm’le yeniden doğduğum günler artık benim için 30lar. Onu bu dünyaya
emanet ettiğim gün ise asıl doğumgünüm bugünden sonra.
Farkettim ki, bugünün ne kadar
anlamlı olduğunu bir çocuk dünyaya getirene kadar aslında tam olarak bilmiyormuşum.
O tarihte kesilen bir pasta, üflenen mumlar, tutulan dilekler, alınan hediyeler
ve sevdiklerinle geçirdiğin hoşça vakitmiş benim için doğumgünüm. 1 yaş daha
almanın verdiği buruklukmuş belli bir yaştan sonra, öncesinde ise yetişkinim
diyebilmek için sabırsızlıkla beklemekmiş yeni yaşı. Ama bu kadar, ne daha
fazlası ne de daha eksiği.
Şimdilerde ise yaş kemale erince,
yani yolun yarısını devirince takvimden ve hayatına hayatının gerçek anlamı da
giriverince birden herşeyin anlamı da değişir oluvermiş. Aslında korkutmalıyken
bir yaş daha almak artık beni, ne çok da
mutlu ediyor aksine. Çünkü yeni bir yaş; kendinden bir parçayı, özünü “ilmek
ilmek ipek dokur gibi dokumakmış kendi aşk tezgahında”. Yeni birikimler, yeni
duygular, yeni karşılaşmalar, hayata dair yeni bir bakış demekmiş aynı zamanda.
“Bu yüzden hoşgelsin bu güzel
yaş. Ama öyle sıradan, öyle bildik olmasın bu sefer. Bu sefer bana armağanı
salt mutluluk olsun mesela. Sevgi olsun. Karşılıksız, çıkarsız, gerçek
birşeyler olsun. Çocukça olsun bu yüzden. Saflıkla dolsun. Tüm öğrenmişliklerden,
karşılaştırmalardan, bilgilerden de uzak olsun. İşte hem o kadar uzak olsun,
hem de bir çocuğun gözlerindeki ışık kadar içimi ısıtsın. Sarsın, sarmalasın,
bana gerçek bir hediye olsun” dedim ve yolumu Kamboçya’ya çevirdim. Bu yol
sanal bir yoldu ama hedefe ulaşıyordu. Orada ben olmayacaktım ama olmuş kadar
mutlu olacaktım. Doğumgünüm orada benim minik arkadaşlarım tarafından
kutlanacak ve bana armağan edilecekti. Peki nasıl olacaktı bu?
Tabi ki bunun için bir süper
kahraman bulmak gerekecekti ve ben de buldum. Sevgili Ayn. Türkiye’den yolunu
Kamboçya’ya düşüren, orada bir aşevi kurarak yoksulluklar diyarına mutluluk
taşıyan bir süper kahraman. Ve ona bir tık uzaklıkta bir organizasyon. Bazen
sosyal medya iyi ki var diyorum. Çok güzel işlere vesile olabiliyor şimdi
olduğu gibi. Bu muazzam duyguyu yaşayabilmek için bana düşense, minik bir
bağışla onların yüzlerini güldürecek bir doğumgünü organizasyonu hediye etmek.
Detaylar için lütfen Aynebilim Aşevi ile irtibat kurun ve siz de bu masum
yüzlerin ruhuna dokunun. Tabi onlar da sizin.
Bloğa bu yazıyı yazmak bugüne
kısmetmiş. Uzun uzadıya yazabilmek için anca vakit bulabildim. Vardır bunun da
bir sebebi elbet... Neyseki o günkü duygularımı kısacık da olsa not
alabilmiştim o anki tazeliğiyle. Bunlar da o gün yüreğimden dökülenler işte:
“Kutladığım en güzel doğum günü
bugün. Yanımda sevdiceklerim. Anneliğimin ilk yaşı. Yolun yarısının bir ertesi.
Uzaktan da olsa bugünüme ortak olan onlarca gülen yüz...
Bu sene böyle olsun istedim.
Doğum günü pastamı bu güzelliklerle paylaşmak. Bir çocuğun gözlerindeki
gülümsemeyi armağan etmek kendime. Ve en güzel hediyeyi de almak böylece. Öyle
mutluyum ki şu an. Oturduğum yerden dünyanın öbür ucuna, Kamboçya’ya,
yoksulluklar diyarına uzanan bir elim var çünkü. Ve buna aracı olan bir süper
kahraman! İsteğim birgün onlarla aynı sofrayı da paylaşabilmek. Ellerini
tutmak, gözlerindeki ışıktan feyz almak.
Gönülden istenen şeyler birgün bir şekilde gerçekleşecektir buna
inanırım hep. Ben niyetimi kalbimin en derin yerine yazdım. Beklemedeyim
<3”.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder