22 Eylül 2016 Perşembe

HİNDİSTAN CEVİZİNİN ETİNDEN SÜTÜNDEN

                             
Hindistan cevizi ile olan aşkımız onun sayısız faydalarını keşfettikten sonra başlamıştı. Öncesinde de elektrik alıyordum gerçi ama hoşlanma tarzındaydı daha çok😊 Benim için birşey sağlıklı ise, bedenime fayda sağlıyor ise 1-0 önde başlar zaten maça. Çünkü kişinin kendine, eşine, çocuğuna yapacağı en büyük yatırımdır sağlığı adına doğru adımlar atmak. Beslenme işin en başında geliyor zaten. Doğal, sağlıklı besinlere ne kadar açarsak önce gönlümüzü sonra midemizi o da bize mükafatlarını bir bir veriyor zaten.  Bizzat yaşamışlığım var da oradan biliyorum😉

Bu yazının konusu hindistan cevizi evet. Sayısız faydaları var dediğim gibi. Şimdiye kadar çoğunlukla yağını kullanıyordum. Kendim için cildime, Özüm için de  yemeklerine. Hindistan cevizi yağı ısıdan etkilenmeyen ve hücre yapısında değişiklik olmayan tek yağ. Bu yüzden Özüm'ün yemeklerine ilave ederken gönlümü de en rahat ettiren yağ. Buzdolabımdan eksik etmiyorum. Organik sertifikalı olanlarını yurtdışından biomarketlerden tedarik etmek önceliğim, olmuyorsa da Türkiye'de de organik sertifikalı satılan yağlar var bazı marketlerde. Onlardan alıyorum.

Hayvansal süt tüketmiyorum, Özüm'e de tükettirmeyi düşünmüyorum bu arada. (Tercihimiz yoğurt ve kefir tüketmek yönünde. Yani pre ve probiyotikler baş tacımız). Bu yüzden de bitkisel sütleri kullanmak tercihim oluyor. Ambalajlı ürünler tüketmek konusundaki mevcut hassasiyetim konu bebeğim olunca tabi ki tavan yapıyor ve iş başa düşüyor. Özlem bir koşu gidip bir hindistan cevizi alıp geliyor. Tabi ki Güney Amerika'ya değil, tedarik edebileceğim en yakın markete :)

Bir hindistan ceviziniz varsa şanslısınızdır bu arada. Suyunu içebilir, sütünü yapabilir, meyve olarak yiyebilir, rendeleyip kullanabilirsiniz. Hatta ve hatta yağını bile kendiniz çıkarabilirsiniz. Ve tüm bunları da bebişiniz için yapacağınız sağlıklı lezzetlerin içerisine dahil edebilirsiniz😍

Bir hindistan cevizi dedim ama sadece onunla da bitmiyor tabi aslında, yanında bir miktar heves, bir tutam istek, bir fiske de azim olmalı😊

Kas gücünü unuttum bu arada💪, zira soyabilmek için çekiç, tornavida, bıçak gibi alet edavata ihtiyacınız olan tek meyvedir kendileri. Bakınız Şekil 1A 😊

                              

Efendim zaten azmedip hindistan cevizini soymuşsanız işin %90ını tamamlamışsınızdır demek. Gerisi  "bebek" oyuncağı 😊

Madem bu ise baş koydum hadi onu da anlatayım. Önce bıçakla üzerindeki saçakları temizliyoruz ki kırarken vs. hindistan cevizinin etine bulaşma riski azalsın. Sonrasında ilk hedef suyuna ulaşabilmek. 3 adet minik noktacık var meyvenin tepesinde. İçlerinden bir tanesi yumuşak, bıçakla bile rahatlıkla delinip, pipet takıp içilecek cinsten yani. Es geçmiyoruz tabi😊

                             

Hindistan cevizi suyu oldukça faydalı. İnsan kanı plazmasıyla eşdeğer olduğunu izlemiştim bir videoda. Ve 2. Dünya Savaşı'nda yaralı askerlerin serum ihtiyaçlarında direkt hindistan cevizi suyu kullandıklarını. Virüslere karşı etkili, antifungal, antimikrobik özellikleri de bilinmekte. Yüksek bir potasyum ve sodyum kaynağı. Mineraller açısından da oldukça zengin. Hal böyle olunca içtik gitti😉

Sonraki aşama kabuğunu kırıp meyveye ulaşabilmek. Bunun için de cevizin orta kısmına doğru döndürerek çekiçle vuruyoruz. Üst kısımdaki sert kabuk  bu şekilde soyuluyor. İçinde inceden bir kabuk daha var onu da herhangi bir sebze soyucu ya da bıçakla soyabilmek mümkün.
Ve işte meşhur hindistan cevizi karşınızda. Doğrayıp kütür kütür meyve olarak yiyebilirsiniz. Ya da kendiniz ya da bebeğiniz için oluşturacağınız lezzetlerde hayvansal süt yerine kullanabilirsiniz. Biz genellikle smoothie (Özüm'ce "şumuşu") lerimizde kullanıyoruz. Enfes de bir lezzet katıyor. Hindistan cevizi sütünün  yapımına da kısaca değineyim madem.


                               


Hindistan cevizini küp küp doğruyoruz. Bir hindistan cevizine yaklaşık 2 bardak kadar su ekledim ben. Blendera koyup karıştırıyoruz. Çıkan karışımı temiz bir tülbent ya da metal bir süzgeçle süzüyoruz. Süzülen kısım sütü oluyor. Kalan posaya bir kez daha aynı uygulamayı yapabiliyoruz. Posa dediğim kısım da hindistan cevizi rendesi oluyor bu arada. Şu pastalarımızı, tatlılarımızı süslediğimiz şey yani. Onu da kuruduktan sonra derin dondurucuya atıp ihtiyaç halinde kullanabiliyoruz.

                                

                                

                                      

                              

                             


Suyunu içtik, meyvesini yedik, sütünü yaptık, rendesi de bonusumuz oldu. Yani şimdiye kadar 1 taşla 4 kuş vurduk. Mutlu olduk😊 5.ye takat kalmadı ama. Bir sonraki aşama da o olsun dedim. Yani hindistan cevizi yağı. Onu da yaptık mı tamamdır. Heves edip de yapacaklara da simdiden afiyet olsun 😉

Hadi olmuşken tam olsun, minik kuş için yaptığım tariflerden 2 tanesini de ekleyivereyim buraya.

                             


HİNDİSTAN CEVİZİ SÜTLÜ HAVUÇ ÇORBASI
*1 küçük soğan
*1 küçük havuç
*Ev yapımı tavuk suyu tablet 3 adet
 *Ev yapımı hindistan cevizi sütü (göz kararı)
*Az miktarda tuzsuz keçi tereyağı

Soğan ve havuç küçük parçalara bölünür çok az su ile hafif yumuşatılır. Tavuk suyu tabletleri ve tereyağı eklenir. Bu şekilde de bir miktar pişirilir. Hindistan cevizi sütü eklenir. Kaynadıktan sonra kısık ateşte 3-4 dakika daha pisirilir. El blenderı ile pürüzsüz bir hal alana kadar çırpılır. Afiyetle içilir.
Tatlı yiyecekler seven bebeler keyifle içecektir. Bizimkininse öncelikli tercihi hala Tarhana 😄


                                  


Üstüne bir de tatlı niyetine minik atıştırmalıklar ekleyeyim. İsmi yok bunun, tarif ise şöyle:

*2 adet muz (olgun olmalı, çatalla ezilerek kullanılacak)
*1 bardak yulaf ezmesi
*Yarım bardak rende hindistan cevizi
*Göz kararı keçi boynuzu tozu (ben rengi değişsin diye kullandım-şakacıktan çikolatalı izlenimi uyansın diye yani 😊istenirse kullanılmayabilinir de)

Tüm malzemeleri karıştırıp istediğimiz şekli verip 180 derece fırında yaklaşık 15 dakika pişiriyoruz.

Azmedip okuyan ve yine azmedip yapacak olan herkese şimdiden afiyet olsun😊😉

5 Eylül 2016 Pazartesi

Sahi ya, ANNE Kimdir?





Annelik zor zanaat. İcra edenler bilir. Etmeyenlerse ne bilebilir, ne de hayal edebilir. Doluya koysan olmaz, boşa koysan dolmaz cinstendir  ve de.

Dünyanın en güçlü duygusudur annelik. Evet duygudur. Hem de tek bir duygu değil. Onlarca duygunun biraradalığı. Ahengi, karmaşası, kavgası, kaynaşması...

Bir taraftan çok mutludur anne çünkü gerçek aşkı bulmuştur. Bir taraftan ezberleri bozulmuş, sudan çıkmış balık olmuştur. Çokça yorgun, yılgın kimi zaman, öfkeli bazen, biraz da asabidir. Ama pekbir mutlu, huzur dolu, aşk dolu, şükürdardır  bir o kadar da... Dedim ya garip bir ikilemdir annelik.

Her geçen gün sürprizlidir ve de. Plan programa gelmez. Kabına sığmaz, rayına girmez. 

Yaramaz bir çocuktur anne. Kimseyi dinlemez, başına buyruk, en doğru bilendir ve de.

Sahi ya gerçekten, anne kimdir?

Anne öğretmendir, eğitmendir, bıkmadan, yılmadan anlatandır. Anne ağacı yaşken eğendir.

Anne emek verendir, emekçidir. Hem de emekliliği olmayan emekçi. Yani anne en ağır işçidir.

Anne heykeltraştır; yoğurur, şekillendirir, bu dünyaya kendince bir iz bırakır. Sanatını konuşturur. Baktıkça gururlanır, övünür.

Anne doktordur. Diplomasız olanından ama. Gözünün içine bakınca anlayan cinsinden yani. Hasta mı? Yorgun mu? Solgun mu?

Anne şifacıdır. Kendince reçeteler oluşturandır.

Anne en cüsseli, en cesur korumadır. Kol kanat gerendir, bazen de bir gölgedir.

Anne şelaledir, anne çağlayandır, anne sütüyle ilaç olandır.

Anne akrandır, 35inde bebektir. Onunla yeniden doğan, o yaş aldıkça yaşlanandır.

En yakın arkadaştır anne, sırdaştır. Anne elini hiç bırakmayandır.

Anne hokkabazdır, anne sihirbazdır, anne soytarıdır kimi zaman. Hangi kılığa girdiğine kendi bile inanamayan.

Anne 9 canlıdır, yorulmaz, yılmaz, yıkılmazdır.

Anne en iyi aşçıdır. En doğal, en sağlıklı, en güzel mutfaktır anne.

Anne gökkuşağıdır. Fırtınayla birlikte yağmur olup yağan, sonra rengarenk açandır. Güne güzel doğandır.

Anne güneştir, anne sıcaktır, anne kucaktır.

Anne anadır. Toprak anadır. Ruhunda, kalbinde, gönlünde milyonları, milyarları yeşertendir.

Anne en duygulu şair, en büyük bestekardır. Onun için yazan onun için söyleyendir.  

Anne anlatacak çooooooook şeyi olandır.

...
...
...

Dahası;

Anne sonsuz romandır.  Satırlara sığmayan, noktası konamayandır.